loading...

Dini Bilgiler

Bir Kedi Ölüme Böyle Terkedilse

By  | 

Çok eski zamanlarda yaşayan bir kadın vardı. Bu kadın âdeta temizlik hastasıydı. Sabah olunca ev temizliğine başlıyor, akşama kadar temizliğe devam ediyordu. Evin herhangi bir yerinde bir toz görünce çileden çıkıyor ve sinir krizleri geçiriyordu. Bu gereksiz ve aşırı titizlik, onun sinirlerini tahrip etmişti. Etrafında âdeta terör havası es- tiriyordu.

loading...

Annelerinin bu durumundan çocukları da iyice bıkmıştı. Çünkü evde istedikleri gibi oynayamıyorlardı. Bu yüzden kim bilir kaç defa annelerinden dayak yemişlerdi. Onlar için evin bir hapishaneden farkı yoktu.

loading...

Annelerinin olmadığı bir gün çocuklar sokaktan çok şirin bir kedi yavrusu getirdiler. Yavru kedi dışarıda üşümüştü ve karnı da açtı. Annelerinin, hayvanlara karşı sert bir tutumu vardı. Çocuklar daha önce evde bir kedi beslemek istemişlerdi. Ama anneleri, buna şiddetle karşı çıkmıştı.

 

Aralarında düşünüp karar verdiler. Kediyi eve alacaklardı ve onunla biraz ilgilendikten sonra anneleri görmeden dışarı çıkaracaklardı.

Kediyi evlerine aldılar ve karnını doyurdular. Karnı doyan kedi, çocuklarla oynamaya başlamıştı. Bu hâl- de kediyle oynarken, saatin çabucak geçtiğinin farkına varamamışlardı. Bu sırada evin her tarafı da dağılmıştı.

Annelerinin gelme saatinin yaklaştığını fark eden büyük kardeş, diğer kardeşlerine hemen kediyi evden çıkarmaları gerektiğini söyledi. Çünkü anneleri evin bu hâlini görmeme- liydi. O gelmeden derhâl evi temizlemeleri gerekiyordu.

Tam bu sırada kapı açıldı ve içeriye anneleri gir- di. İçerinin dağınıklığını gören kadın, öfkeden çılgına dönmüştü. Bir yandan bağırıp çağırıyor, öte yandan eli- ne geçirdiği şeyleri çocuklarına fırlatıyordu. O esnada gözü yavru kediye ilişmişti.

– Demek bir de benden habersiz eve kedi getirdiniz. Bak şimdi ben size ne yapacağım. Hemen odanıza çıkın. Size süresiz evden dışarı çıkma yasağı koyuyorum, dedi.

Kediyi de eliyle alıp depoya fırlatıverdi. Zavallı kedi çok korkmuştu. Kadın, deponun kapısını kilitledi ve bağırarak şöyle dedi:

– Bu kediyi buraya kilitliyorum. Anahtarı da bende. Size bir ceza olsun, kedi burada aç susuz kalacak ve öle- cek. Hele biriniz onu buradan çıkarmaya çalışsın, bakın o zaman bu evde neler olacak!

Bu sözleri duyan çocuklar çok korkmuştu. Odalarından dışarı çıkamıyorlardı. Zavallı kedi ise miyavlayıp duruyordu. Kedininin bu acı acı miyavlamaları, taş kalpli kadının kalbini yumuşatmıyordu.

– Oh olsun sana. Ölene kadar seni oradan çıkarmayaca- ğım, diyordu.

Aradan günler geçti ve kedinin miyavlaması durdu. Kedi ölmüştü ve depodaki koku evin içine yayılıyordu. Kadın, kediyi depodan çıkarıp dışarıdaki çöp kutusuna atıverdi.

Kadının, kediyi bu şekilde ölüme terk etmesi, gayretul- lâha dokunmuş, yaratmış olduğu mahlukata karşı son de- rece şefkatli olan Cenab-ı Hakk’ı celâllendirmişti. Kadının yapmış olduğu bu kötü davranışın elbette bir cezası olacaktı. Allah onun cezasını, cehennem olarak takdir etti. Kadın bu suçunun cezasını cehennemde ödeyecekti.

Kıssadan Hisse

1. Bir mümin, insanlara olduğu gibi hayvanlara da merhametli olmalıdır. Peygamber Efendimiz’in hayatına baktığımızda O’nun hayvanlara karşı da çok merhamet- li olduğunu görüyoruz. Mesela bir muharebeden döner- ken, dinlenme vaktinde, sahabeden bazıları bir kuş yuvası görmüş ve yuvadaki yavruları alıp sevmeye başlamışlardı. Tam o sırada anne kuş gelmiş ve yavrularını onların elinde görünce, orada çırpınıp uçuşmaya başlamıştı. Allah Rasûlü bu duruma muttalî olunca, fevkalade celâllendi ve hemen yavruların yuvaya konulmasını emir buyurdu.

Mümin, sevgi ve merhamet insanıdır. O, bu sevgi ve merhametini hiçbir varlıktan esirgememelidir. Çünkü “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”

2. Bir anne evin tertip ve düzeni bozuluyor diye çocuk- larını oyun oynamaktan mahrum etmemelidir. Evin bel- li bir kısmını oyun yeri olarak ayırmalı ve çocuklarının davranışlarını kısıtlamamalıdır.

3. Fazla titizlik, aşırı bir tutum sergileme, hangi olay söz konusu olursa olsun iyi bir davranış değildir. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde, zorlayarak, ifratkâr bir tutumla tekellüflü bir biçimde ince eleyip sık dokuyanların helak olduğunu haber vermiş ve bu noktaya parmak basmıştır. Daha sonraları da bu tutum, “İşlerin en hayırlısı orta dozda olanıdır.” sözüyle güzel bir şekilde vecizelendirilmiştir.

loading...