loading...

Dini Bilgiler

Televizyonun Bilmediğiniz 5 Zararı

By  | 

5 Maddede Ayetlerle Televizyonun Zararları

loading...

Hamd alemlerin rabbi olan Allah’adır.Selam o kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimize olsun. Bu ayki yazımızda televizyonun gençler üzerindeki etkisini ve İslam’ın temel taşları ile nasıl oynadığını ele alacağız.
Günümüz dünyasında maalesef televizyon her eve girmiş bir casus ve şeytanın bir avenesi olmuş durumdadır. Neredeyse her hali ile insanları hem fiziken hem de manevi olarak İslam’dan uzaklaştırmaktadır. Bilhassa gençler üzerinde gözle görülür bir biçimde etkisi fark edilmektedir.
Bugün izlediğimiz sinema, dizi veya spor etkinliği adı altında Kuran-ı Kerim’de Allah azze ve celle’nin mutlak yasakladığı işler , hayatın normal şekilde işlemesi için gerekli gibi gösterilmektedir. Çok geriye gitmeye gerek yok. Bir 20 yıl önceki muhafazakarlık ile şimdiyi karşılaştırdığınız zaman bile herşeyi açıkça görmemiz hiç de zor değildir. Şimdi bu konuyu daha rahat anlayabilmemiz için maddeler halinde incelemeler yapacağız.

loading...

Moda adı altında yapılan programlar
Günümüzde gençlerin, bilhassa genç kızlarımızın bu kadar açık giyinmesine sebep sizce ne olabilir ? Ya da erkeklerin biraz daha kadınsı giyinmesindeki sebepler nedir ? Bugün dışarı çıktığımızda karşılaştığımız görüntü, Allah’ın bizden istediği tesettürün tam zıttıdır. Allah tesettür ile ilgili şöyle buyuruyor :

“EY PEYGAMBER! EŞLERİNE, KIZLARINA VE MÜ’MİNLERİN KADINLARINA DIŞ ELBİSELERİNDEN ÜSTLERİNE GİYMELERİNİ SÖYLE. BU ONLARIN TANINIP, KENDİLERİNE SARKINTILIK EDİLMEMESİ İÇİN DAHA UYGUNDUR. ALLAH ÇOK BAĞIŞLAYAN VE ÇOK MERHAMET EDENDİR.” (Ahzab Suresi 59 Ayet Meali)

Bugün moda adı altında yapılan giyim kuşam ile ilgili televizyonda çıkan hangi program İslam’a hizmet ediyor ya da hangi program şeytana hizmet ediyor. Ayırt etmek çok zor değil. Allah’ın emrine uygun örtünme olmadığında, genç kızlarımız sokağa çıktığı vakit girdiği günah ile kalpleri kararmakta ve İslamın hem maneviyatından uzaklaşmakta, hem de bu sebeple fiziki olarak yapacağı ibadetleri bu manevi uzaklaşmadan dolayı yapamamaktadır. Genç erkekler için de bu durum söz konusu. Maalesef herşey şehvete hitap etmekte, gözler bu açıklığı görmek ile sonuçlar çok farklı yerlere gitmektedir.
Faiz ile ilgili reklamlar ve televizyon dizilerinde işlenen zenginlik
Bir dizi düşünün ya da birkaç tane dizi düşünün. Genellikle baktığınız zaman zengin insanların hayatları ele alınır ve bu kişiler etrafında dönen entrikalar her hafta tekrarlanarak izleyiciye sunulur. Genellikle lüks villalar ve lüks arabalar vardır. Genellikle fakirler ezilir, zenginler kazanır. Bazılarının “Bugünde böyle değil midir?” diye soracaklarını düşünüyorum. Evet böyledir. Zaten empoze dilmeye çalışılanda bu değil midir? Sizden iki kıyas yapmanızı istiyorum. 20 yıl önce de böyle miydi? İslam’ın emri bu muydu ?
Bugün insanlar ellerinde olanlardan daha fazlasına sahip olabilmek için her türlü çabayı meşru-gayrı meşru demeden yapar oldu. Televizyondaki kredi reklamları; bu tarz dizi ve sinema filmlerinin üzerine gelince ne kadar da etkili oluyor. Günümüzde insanlar en az faizle kredi arıyor. Neymiş efendim! Ev alacakmış. 10 sene para ödeyecek. 150 bin TL para alacak. 250 bin TL ödeyecek. Sonra da ev sahibi oldum diye mutlu olacak öyle mi? Bugün müslümanların yaşadığı Türkiye’de bakkal dükkanından çok bankaların olması sizi hiç endişelendirmedi mi? Bazıları diyecek ki; “Devlet mecbur bıraktı”. Hayır kardeşim! Bankayı kullanmaya mecbur kalabilirsin ama faize girmeye mecbur değilsin.
Bakalım Allah celle celaluhu Kuran-ı Kerim’de ne diyor:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur.’’ (Bakara 278-279 ayet meali)

Allah ve Resulü ile savaş açmak nedir? Hiç düşündük mü? Belki bazı arkadaşlar televizyonun yararlı olduğunu söyleyebilir. Neye göre yararlı? Bugün faiz için; “Günün gerçekleri” diyen insanlar nasıl türedi dersiniz.? Bu ayetle de gördük ki televizyon, yine şeytan için bulunmaz bir nimet.
İçki içmek ve zararlı alışkanlıklara özendirmek
Yine televizyon da reyting rekorları kıran dizileri şöyle bir anımsamaya çalışalım. Hemen hemen bütün dizi ve sinema gibi argümanları incelediğimiz de; içkinin olmadığı bir dizi veya film söylemenin ne kadar zor olduğunu sizde göreceksiniz. Partiler olur , eğlenceler olur, dizilerin veya filmlerin insanların en mutlu olduğu anlarda, eğlencelerini içki ile kutladığını göreceksiniz. Kumarhaneler; zenginlerin eğlence mekanları. Gençlerin bu videoları izlediğinde ne olacağını zannediyorsunuz? Bugün 1 yaşındaki bir bebekten 20 yaşındaki genç birine kadar, çocuklarınızı bu zemin altında büyüttüğünüzde İslam’ın ışığını nasıl yakalamayı bekliyorsunuz ? Bir bakıyoruz ki, daha 18 yaşındaki genç, içkinin değişik versiyonlarındaki bütün isimlerini biliyor.
Rabbimiz içki ile ilgili ne dediğine bakalım ;

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Maide, 90,91 ayet meali)

Zina ve fuhşiyata özendirmek

Evet, bugün her dizide Allah’ın koyduğu yasaklar-haramlar umursanmaksızın flörte bir özendirme var. Hatta dizilerde oynatılan 10 yaşındaki bir çocuğun bile bir sevgilisi olabilir. Anne baba bu durumun farkına varınca tebessüm eder. Sanki bu çok güzel bir şeymiş gibi ” Vay be bizim çocuğumuz da büyümüş sevgilisi olmuş” diye övünülür. Zaten dizilerde büyüklerin evlilik hayatından çok sevgililik hayatları daha çok ön plandadır. Normal evlilikleri de daha çok sıkıcı monoton bulunan bir yapıdadır. Bundan dolayı evlenenler ya ayrılır, ya da birbirini aldatır. Bilinçaltına yerleştirilenlerin farkında mısınız? Ya da bir başka sahnede bir bakarsınız, 18 yaşındaki genç kız ve genç erkek aynı evde kalabilir veya tatile gidebilir ve bunlar çok normal gösterilir. Artık dizilerimizde daha ilerisi de sahneleniyor, o kısımları burada anlatamıyorum. Bir de bunları romantiklik adı altında masumca birşey gibi göstermek Allah celle celaluha düşmalığını ilan etmekten başka nedir ?

Bugün yıkılan yuvaların temelinde televizyonun çok büyük bir etkisi vardır. Cinselliğin, çıplaklığın ön plana çıkarıldığı ve insanların herşeyi daha çok arzulama, nefislerine hitap etme gibi hissi duyguların ön plana çıkarıldığı gerçeğini kim inkar edebilir? Bir de bu insanlara özenilir… Toplumda sanki önemli bir yerleri varmış gibi davranmak hangi müslümana yakışır? Müslümanlığımızı sorgulamamız gerekmez mi? Bugün bu işlerden büyük para kazanan insanlar müslümanların parası ile kazanmıyor mu ? Ya da neden çocuklarımız için endişe etmeyecek duruma geldik? Sokak da 15 yaşındaki bir kızın televizyondaki reklamların etkisi ile -kozmetik dükkanına batmış çıkmış gibi- bütün cinselliğini ortaya çıkarıp ve bir de sevgili edinip sokak da gezmesi hiç mi zorunuza gitmez? Bizim bu duyarsızlığa düşmemizin en büyük sebebi; izlediğimiz film ve dizilerin üzerimizdeki etkisidir. Fuhuşa çapkınlık, zinaya yasak aşk diyenlerin izlendiği bir ortamda maalesef gençlerinde aynı kültüre sahip olması engellenemez. İzlediğimiz bir dizinin yerine sadece birgünü ilahı kelamı okumakla, Allah resulünün ne dediğini araştırmak ile geçirseydik, bugün böyle olmazdık.
Allahu teala bakın zina ve fuhşiyat hakkında ne diyor?

“Zinaya yaklaşmayın! O; hayasızlık, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur. (İsra 32. ayet meali )
Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın(Enam 151. ayet meali)”

Bakın Allah Resülü aleyhisselatu vesselam Taberani’den bir Hadis-i Şerif’de ne diyor;

“Yemin ederim ki, birinin başına demir çivi sokulması, yabancı bir kadına dokunmasından daha hafiftir.”

Allah ve Resulü buna yaklaşmanın bile tehlikeli olduğuna nasıl da vurgu yapıyor. Bugün akrabalarımızda bile tokalaşma, sarılma konusunda sıkıntı çekiyoruz. Yakın akrabanızda olsa kendinize namahrem olan biriyle sarılamaz, tokalaşamazsınız. Kuran mahrem ölçülerini bildirmiştir. Ama maalesef bugün mahrem ölçülerini televizyonlardan öğrendiğimiz için; Avrupa kültürünün etkisinde kalıyoruz.

Sonra bu kardeşlerimiz bize diyor ki ;
“Benim kalbim temiz” Sanki Resullullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin kalbi temiz değildi. Sübhanallah. Bu başlığımızı da ayrı bir şekilde tefekkür edelim.

Spor ve benzeri adlarla izlediğimiz programlarda kaybettiklerimiz
Öncelikle şunu söyleyelim İslam dini spor faaliyetlerine karşı değildir. Lakin hiçbir sporda İslam’ın mutlak değerlerini 2. plana atamaz. Bugün bir maç için yaklaşık 2 saatten fazla zaman harcanmakta, bazı zamanlar 40 bin, 50 bin kişilik stadlar dolmakta, ya da televizyon başında milyonlarca kişi aynı anda bu zamanı harcamaktadır. Hatta bazı sportif faaliyetler başlamadan belki günlerce lafı yapılır. ” Bizim bu oyuncumuz var, şöyle kupamız var” gibi cümleleri duymaktayız. Allah bize bu dünya hayatını bir sermaye olarak verdi. Ve her saniyemiz çok kıymetlidir. Evet müslümanın sosyal hayatı olabilir. Fakat bugün takip ettiğimiz bu faaliyetler kadar namazımıza vakit harcıyor muyuz ? 50 bin insanı kaç defa bir yatsı namazında bir camide toplayabildik. Namaz bizim dinimizin direğiyken, bir spor musabakası nasıl olur da farz olan bir ibadetin önüne geçebilir. Televizyonun bizden çaldığı zamanı kim geri verebilir?
Allah celle celaluhu bize buyuruyor ki:

“Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah’tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. “(HADİD 20. ayet meali)

Sonuç olarak;
Televizyon maalesef günümüzde batılı kültürün etkisine göre hareket etmekte, büyük bir yüzde ile de ilahi kitabımızın tam tersi halinde sunduğu hizmetler ile şeytanın emrinde kullanıldığını göstermektedir. Çoğu dizide eşcinsel karakterler kullanılmakta, onlar bile masumane şirin gösterilerek toplumun temel yapısı altına dinamit koyulmaktadır. Görsel iletişim kanalı ile empoze edilen günah ve isyan kültürü tamamen gençler üzerinde hakimiyeti sağlamaktadır. Yeni doğan bir çocuğun bu kültürle yetişmesi ve ailelerinde dini eğitimi fazla önemsememesi , bizi geri dönüşü olmayan bir yolculuğa sürüklemektedir.
İslam ile ilgili yayın yapan kuruluşlar ne yazık ki çok rağbet oluşturmamaktadır. Bu da islami düşünceyi benimsiyen kişilerin bu işlerde yavaş kalmasından ya da engellemelere takılmasından kaynaklanmaktadır. Bugün bununla mücadele etmenin yolu yine aynı yöntemi kullanarak bu gibi islami yayın yapan kuruluşların desteklenmesidir. Küçük çocukların özellikle belli bir yaş grubuna kadar televizyondan korunması gerekmektedir. Ve islami eğitime son derece önem verilmesi gerekmektedir. Rabbimiz bize akıl nimetini vermiştir. Ahiret hayatımızı dünya hayatımızın gerisinde bırakırsak, faturasını hem aileler hem de ümmet ödemek zorunda kalır. Çocuklarımızın temiz beyinlerini kirletmeye hakkımız yok. Aileler çocuklarını maddi olarak koruyup bakımını üstlendiği gibi, manevi olarak da gelişimine katkı sağlamak zorundadır.

loading...