loading...

Dini Bilgiler

Arkadaşlarınız ile Bu Sözleşmeyi Mutlaka Yapın..!

By  | 

Akif ile Ali birbirine seven çok samimi iki arkadaştı. Birbirlerini, canları kadar seviyorlardı. Herkes onların bu dostluklarına gıpta ile bakıyordu.

loading...

Aynı zamanda aralarında bir sözleşme imzalamışlardı. Tabii bu manevî bir sözleşmeydi. Akif bu sözleşmeye “hayırhâhlık sözleşmesi” diyordu. Hayırhâh, kişiyi devamlı hayra çağıran, kardeşinde görmüş olduğu kusurları sırf Allah rızası için yüzüne karşı söyleyen ve bu kusurları dü- zeltmesi için kendisine yardımcı olan arkadaş, demekti.

loading...

Onlar şuna inanıyorlardı: Herkesin bir hayırhâh edin- mesi, kusurların düzeltilmesi için düşünülen çok tesirli çarelerden birisiydi. Çünkü kişiye hakikati hatırlatan ve devamlı hayra çağıran bir hayırhâhının olması onun istika- metini korumasına yardımcı olacaktı. Bu amaçla Akif, bir gün arkadaşı Ali’yi karşısına alarak ona şunu söyledi:

– Seninle bir sözleşme imzalamak istiyorum.

– Ne sözleşmesi. Hayırdır.

– Bende gördüğün her türlü yanlış ve eksikleri yüzüme karşı söylemen için sana yetki veriyorum.

– Bunu ancak bir şartla kabul edebilirim. Sen de bende gördüğün kusurları söyleyeceksin.

– Tamam. Oldu bu iş.

Böylece iki arkadaş aralarında bir hayırhâhlık sözleşmesi imzaladılar. Artık onlar birbirlerinin hayırhâhı olmuşlardı.

Aradan yıllar geçmişti. Geçen bu yıllar iki samimi dos- tun samimiyetinden asla bir şey koparmamıştı. Ancak o yıl ikisini de üzen bir gelişme olmuştu. Akif iş için komşu bir şehre taşınmak zorunda kalmıştı. Birbirlerini teselli ediyorlardı. Kendi aralarında şöyle bir söz vermişlerdi: Sık sık birbirlerini ziyaret edeceklerdi. Çünkü bu dostluk ebed- lere kadar devam edecekti.

Artık onlar farklı şehirlerde oturuyorlardı. Aradan bir ay geçmişti. Ali, dostu Akif’i ziyaret etmek istedi. Çünkü onu çok özlemişti. Onun adını andığında burnunun kemikleri sızlıyordu. Daha fazla sabretmek istemiyordu. Bu amaçla yola koyuldu.

Yolda ilerlerken esrarengiz bir adamla karşılaştı. Adam yolun kenarında oturuyor, sanki Ali’ye birşeyler söylemek istiyordu. Ali, adamın yanına gelerek selam verdi. Adamla tanıştı. Aslında bu adam insan şekline girmiş bir melekti. Ancak Ali bunu bilmiyordu. Adama sordu:

– Nereye gidiyorsun evladım?
– Arkadaşımı ziyarete gidiyorum.

 

– Arkadaşın sana büyük bir iyilik yapmış olmalı. Herhâl- de ona teşekkür borcunu ödemeye gidiyorsundur.

– Hayır! Söylediğiniz gibi ona bir teşekkür borcum yok. Onu Allah için seviyorum ve Allah rızası için onu ziyarete gidiyorum.

– Ne güzel! Sana bir sır vereceğim. Beni iyi dinle. Ben Allah’ın sana gönderdiği bir elçiyim. Nasıl ki sen arkadaşını Allah için seviyorsan, şunu bil ki, Allah da seni çok sevi- yor.

Kıssadan Hisse

1. İnsanın sâdık arkadaşa ihtiyacı, diğer zarurî ihtiyaçla- rından daha ehemmiyetsiz ve geri değildir. Dost ve ahbapları itibarıyla huzur ve emniyet içinde bulunan bir fert, başka pek çok hususta da güvene ermiş sayılır. Bir insanın dostlarına karşı sadakati, onların acılarını vicda- nında duyup, lezzetlerini, kendi lezzetleri gibi bildiği ölçü- dedir. Dostlarının ağlamasıyla ağlayamayan, onların gül- mesiyle gülemeyen dost, vefalı dost sayılamaz.

2. Akıllı bir insan, çevresiyle münasebetleri bozuldu- ğunda, onlarla arasındaki hoşnutsuzluğu çarçabuk gide- rip, dostluğunu yenilemesini bilen insandır. Bundan daha akıllısı da, titizlik gösterip, dostlarıyla hiçbir zaman uyum- suzluğa düşmeyen kimsedir.

3. Arkadaşlar arasında sevgi ve alakanın devamı, meşru yol ve makul işlerde birbirlerine karşı gösterecek- leri anlayış ve feragat düşüncesine bağlıdır. Düşünce ve davranışlarında birbirlerine karşı fedakâr olamayan kimse-

lerin dostlukları da kısa ve geçici olur. Birbirlerine böylesi bir sevgi ve dostlukla bağlanan kişileri Allah sever ve onlardan razı olur.

4. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde, “Benim izzet ve celalim için birbirlerini sevenler nerede! Hiçbir gölgenin olmadığı günde (kıyamet gününde) onları kendi gölgemde gölgelendireceğim.” buyurarak âdeta kardeşlikte tefani sırrına ermiş dost ve sevenleri müjdelemiştir.

[5. Hadiste iki adam şeklinde geçen kıssa, yeni bir tasar- rufla Akif ve Ali ismindeki iki kimse için kurgulanmıştır.]

loading...