loading...

Dini Bilgiler

AŞK KÂTİLİ VE İFFET ŞEHÎDİ

By  | 

İnsanın en büyük zaafı yine kendi nev’inden olan karşı cinsi oldu… Hz. Âdem’in ilk iki oğlu Kâbil ile Hâbil’in mücadelesi, kadın yüzünden oldu! Aşk kıskançlığı, başka kıskançlıklara ben- zemezdi. Neticede Kâbil aşk katili, Hâbil de takva şehidi oldu… Hem takvâ, hem de iffet şehidi! Çünkü gözünü helalinden başka- sına dikmemişti, her nevi harama karşı afîf davranmıştı.

loading...

Rivayete göre: “Hz. Havva bir batında iki çocuk dünyaya geti- rirdi. Bir batından olan kız diğer batında olan oğlanla evlendirilir- di. Bir batında Kabil ve bir kız, diğer batında da Habil ve bir kız oldu. Ezcümle Hz. Âdem, oğullarından Habil’i, Kabil ile doğan kızla; Kabil’i de Habil ile beraber doğan kızla evlendirdi. Kabil bunu kabul etmedi. Çünkü kendisi ile doğan kız daha güzeldi. (Kendisine ise Hâbil’le doğan, daha az güzel olan kız düşmüştü). Bu taksimi kabul etmeyip, dedi ki: “Allah’a kurban adayalım; han- gimizin kurbanı kabul olursa güzel olan kızı o alacak.

loading...

Kurbanın kabul olma alameti de şöyle idi: Bir yere kurban adına bir şeyler koyarlardı, sonra semadan bir ateş gelip ka- bul olacak olan kurbanı alıp yakardı. Anlaşılırdı ki, bu kurban kabul oldu. Habil hayvancılıkla uğraşıyordu; güzel bir koyun getirip Allah için adadı. Kabil ise, ziraatla uğraşırdı; o da bir deste ekin getirip adadı. Bu adanan kurbanları getirip bir dağın üstüne koydular. Gökten ateş gelip Habil’in kurbanını yaktı. Kabil buna razı olmadı. Bir ara fırsatını bulup Habil’i öldürdü. Tarihçiler “kurban” olayını bu türlü anlatıyorlar. Fakat başka türlü anlatanlar da vardır. Yeryüzünde dökülen ilk kan Habil’in kanıdır.”26

Kur’an-ı Kerim’de hadise şöyle zikrolunur:

“Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: On- ların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilme- yen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi. O da: “Allah, ancak takva sahiplerinden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan kor- karım.” “Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim gü- nahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!” (Hâbil’in söylediği) bu sözler Kabil’in hırsını kamçıladı. Nefsi, kardeşini öldürmeyi ona kolay bir şey göster- di. O da onu öldürüp ziyan edenlerden oldu. Derken Allah, yeri eşen bir karga gönderdi ki kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin. Kabil: “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar bile olup da kardeşimin cesedini örtemedim!” dedi ve pişmanlığa düşen- lerden oldu.”

Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Âdem’in iki oğlu olan Hâbil ile Kâbil’in Allah’a kurban takdim etmeleri, Hâbil’in kurbanının ka- bul edilmesi, payına düşeni kabullenememesi ve kardeşine olan hasedi sebebiyle Kâbil’in Hâbil’i öldürmesi hadisesi anlatıldıktan sonra şu âyet-i kerime ile hükme bağlanır: “İşte bundan dolayı İsrailoğullarına kitapta (Tevrat’ta) şunu bildirdik: Kim katil olma- yan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi (haksız yere) öldü- rürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir ada- mın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur. Resullerimiz onlara açık âyetler ve deliller getirmişlerdi. Ne var ki onların çoğu bütün bunlardan sonra, hâlâ yeryüzünde fesat ve cinayette aşırı gitmektedirler.” [Mâide 5/32].27

Hazreti Âdil-ü Rahîm, burada aynı zamanda bir mahkeme usûlü vaz’ ediyor; önce suçu zikrediyor, sonra da gerekçesiyle beraber hükmü getiriyor. Bir insan, bütün insanlara eşdeğerdir. Haksız yere bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmek gibi- dir. O sebeple dini ne olursa olsun bir insanın suçsuz yere öldü- rülmesi karşısında “kan kardeşliği”nin hakkı için bütün insanlık ayağa kalkmalıdır, öldürülenle aynı dinden olanlar ayrıca “iman kardeşliği”nin hakkı için kıyâma kalkmalıdırlar. Ya toplu katliam- lar karşısında ne yapmalıdır?!!

İşte insanlık tarihinde kız yüzünden gerçekleşen ilk kıskançlık vak’ası, ilk kurban ve ilk cinayet!.. Demek ki insanın hemcinsine olan şiddetli ihtiyacı, şiddetli meyli, şiddetli aşk ü iştiyakı sebe- biyle başına çok büyük, en büyük günahlar gelebiliyor… Şehve- tine düşkünlüğünden, aşırı hırsından ve kanaatsizliğinden dolayı Hâbil’in akıttığı ilk kan ve o ilk’in ardından gelen kan seylapları…

Kapısını açtığı kötü çığırda işlenen bütün katiller de hesabına ay- rıca ilave edilecek!.. Bir kadın uğruna, hem de helali olmayan bir kadın uğruna değer miydi?!. Değmezdi amma, aşkın gözü kör, şehvetin kulağı sağırmış!..

Zavallı Kâbil! Aşk katili, kıskançlık cânisi oldu!

Mü’mine düşen nasibine razı olmak, iffetli davranmak, gön- lünün ve nefsinin fazladan olan arzularını ebedî Cennet saa- detine saklamaktır… İffet, her türlü harama karşı kendini tut- maktır; her nevi harama göz dikmemek, el uzatmamak bir iffet olduğu gibi, kimseden bir şey istememek, dilencilik etmemek de iffettir. Başkasına ait bir mala haset etmek ise iffetsizliktir. Hâbil, kaderin hükmüne razı olduğu, helalinden gayrına na- zar etmediği için iffetli olduğu gibi, kendisini öldürmek için el uzatana elini uzatmayıp tutmasıyla da iffetlidir, kâtil olma ha- ramına karşı iffetli olmuştur, çünkü takva sahibidir, Allah’tan korkmaktadır.

Ne mutlu Hâbil’e! İffet mazlumu, takva şehidi oldu!

loading...