loading...

Dini Bilgiler

At veya eşek eti yenir mi?

By  | 

At, eşek ve katır eti: Eşek ve katırın yenmesi bütün mezheplerde haramdır.

loading...

Câbir’den şöyle rivâyet edilir:

loading...

“Resulullah (s.a.s.) Hayber gazasında eşek etini yasak etti, at etini yemeye izin verdi.” (Buhâri, Zebâih, 28; Mey’azi, 38, Nikâh, 21; Müslim, Nikâh, 30; Sayd, 23, 25, 30, 37).

Bu hadis-i şerifi ölçü alan Ebû Yûsuf, İmam Muhammed gibi Hanefi imamlar, Ahmed b. Hanbel ve İslâm hukukçularının çoğunluğu at etini helâl kabul ederken; İmam Azam Ebû Hanife, harama yakın mekruh hükmünü vermiştir.

İmam Mâlik ise,

“Resulullah at, katır, eşek etini ve azı dişi bulunan her yırtıcı hayvanın etini yasak etti.” (Ahmed b. Hanbel, I, 147, 244, 289; IV, 89, 90, 127)

hadisini esas alarak at etini haram saymıştır.

Ebû Hanife ve İmam Mâlik’in at etini helâl kabul etmeyişlerine diğer bir delilleri de şu ayet-i kerimedir:

“O, atı, katırı ve eşeği bunlara binmeniz ve süs için yarattı.” (Nahl, 16/8)

– Bizler Kırgızistan, Kazakistan.. gibi Orta–Asya ülkelerinde çalışan, vazife icabı buralarda dolaşan kimseleriz. Çevremizde farklı âdet ve alışkanlıklarla karşılaşıyor, hatta halkla da bazen ters düşüyoruz.

Bu ters düşmelerin başında at eti yemek, at sütü, yani kımız içmek geliyor. Bizim âdetimizde at eti yemek, kımız içmek bulunmadığından bazımız, “bunlar haramdır, yenmez, içilmez” diye diretiyorlar. Bazımız da, haram değildir, yenir de içilir de, diyor, uyum sağlıyorlar.

Biz şaşkınlığımızı gidermek için konuyu bazı hocalara da soruyoruz. Onlar da farklı şeyler söylüyorlar. “Kımız içilmez” diyen olduğu gibi, “içilir” diyen de oluyor. Bu farklı cevaplardan daha da şaşırıyoruz.. Sizin kitaplarınızı okuyanlar, zihinleri karıştırmayacak cevabı sizden alacağımızı söylediler. Bu konuyu bize açıkça anlatabilir misiniz? At eti yenir mi, at sütü kımız içilir mi?..

Efendim, soru sahipleri, aldıkları farklı cevapları eksik anlamış olacaklar ki: “Hocalarımızın farklı cevapları bizi şaşırttı…” diye şikayet ediyorlar.

Halbuki aldıkları farklı cevaplar İslam fıkhının farklı bakışını ifade eden doğru cevaplardır. Ancak anlatım eksiktir. Açıklamaya ihtiyaç vardır. Şöyle ki:

İslam belli bir coğrafyanın, belli bir âdet ve alışkanlık sahiplerinin dini değildir.

Dünyanın her yanında her türlü âdet ve alışkanlıklara sahip olan tüm insanlar, bu geniş ve müsamahalı dinde yerlerini alabilirler. İslam hepsini de tatmin edecek esneklikte hükümlere sahiptir. Çünkü (dinin temelinde değil) teferruatında içtihad vardır. Geçmişte selahiyetli müçtehitlerimiz bu içtihadı yapmış, farklı ihtiyaçları karşılayacak esnek hükümler ortaya çıkarmışlardır…

Peygamberimiz (asm) bu farklı görüşleri yasaklamamış, tam aksine: “Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır!..” buyurarak, faydasına işarette de bulunmuştur.

İşte bu anlayış içinde baktığımızda görüyoruz ki, farklı içtihad sahibi İmam-ı Azam Hazretleri, “at etinin yenip sütünün içilmesine (haram) dememiş, ama (mekruh) olduğunu söylemekten de geri kalmamıştır.” Böyle ictihadda bulunmuştur.

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed ise (mekruh değildir) demişler, “at etinin ihtiyaç halinde yenip kımızın da içilebileceği” içtihadında bulunmuşlardır. İmam Şafii Hazretleri de bu iki imamın görüşünü doğrulamıştır.

Hal böyle olunca ortaya fevkalade özel ve güzel, esnek ve müsamahalı bir cevap çıkmaktadır. İşte bu farklı ictihadlara bakararak denebilir ki:

Senin alışkanlığında at eti yemek, sütü kımızı içmek yok mudur?.. Sana haram gibi mi geliyor?.. Tartışmaya, ters düşmeye hiç gerek yoktur.. Sen İmam-ı Azam’ın görüşüyle amel et. At eti yeme, kımız da içme. Konuyu bitir.

Ötekinin alışkanlığında da bunlar yenir mi? Bunlara alışmışlar mı? Mutlaka at eti yeyip kımız mı içmek istiyorlar? Öyle ise buyursunlar onlar da yesin, içsinler. Çünkü onlar da iki imamla, İmam-ı Şafi’nin görüşüne göre amel etmiş olurlar, böyle huzur bulurlar.. Tartışmaya, ters düşmeye gerek olmadığı da böylece ortaya çıkmış olur.

Demek ki, kimsenin kimseye bir diyeceği yok! Herkes dilediğini tercih serbestisine sahiptir…

Öyle ise, hocaefendilerin verdikleri farklı cevaplar yanlış değildir. Ancak anlatımı eksiktir. Birileri, İmam-ı Azam’ın görüşünü anlatarak “olmaz” demişler. Ötekileri de iki imamla İmam-ı Şafi’nin görüşünü esas alarak “olur” demişler. Tercihi muhataplara bırakmışlar.

İsterseniz bahsimizi büyük fıkıhçı İmam Serahsi’nin sözleriyle bağlayalım. El–Mebsut’unda konuyu şöyle özetlemiş:

“Ebu Hanife’nin içtihadı ihtiyata daha uygundur!. Diğer iki imamın içtihadında ise genişlik ve kolaylık vardır. Her iki içtihatla da amel etmek caizdir!. Şafii’nin içtihadı da iki imamın görüşüne uygun düşmektedir.” (Kaynaklarıyla İslam, Fıkhı, c. 4.)

Demek ki, kafa karıştıracak, çevre halkıyla ters düşürecek bir darlık ve zorluk yoktur. Aksine dilediğini tercih ederek bulunduğu yere uyum sağlayacak genişlik ve kolaylık vardır. Yeter ki meselenin özü anlaşılsın, içilecek kımız bekletilip de sarhoş edici hale getirilmesin. Haram olan içki durumuna sokulmadan içilsin. Bilmem olayın özünü anlatabildim mi?

Selam ve dua ile…

loading...