loading...

Dini Bilgiler

Cehennem ateşini söndüren kişi!

By  | 

Hadisi-i şerifte geçen cehennem ateşini söndüren kişi kimdir? Nasıl bir vasfa sahiptir? Cehennem onun için ne diyor?

loading...

Haber: Mehmet Sait Temel

loading...

İşte cehennem kendi ateşini söndüren kişiye bakın ne diyor?

CEHENNEM ATEŞİNİ SÖNDÜREN KİŞİ

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Kıyamet gününde cehennem ateşi mü’mine şöyle der: “Çabuk geç ey mü’min, senin nûrun benim alevimi söndürdü.” (Sehâvî, Mekasıd, s. 174; Ebû Nuaym, Hilye, c. 10, s, 329; Hatîb, Tarih, c. 5, s. 193; Beyhakî, Şuabu’l-îman, c. 1, s. 339)

Peygamberimiz (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken müminin sahip olması gereken güzel hasletleri veciz bir benzetmeyle şöyle dile getirdi: “Mümin, bal arısına benzer. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer. Hep güzel şeyler üretir, hep iyiliklerin peşinden koşar. Hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder”

AKILLI MÜMİN KİMDİR?

“En akıllı mümin; nefsini hesaba çeken, onu iyi idâre eden, ölümden sonrası için amel işleyen ve kabir karanlığı için Allâh’ın nûrundan istifâde edendir.”

MÜMİN SIFATLARI NELERDİR?

“-Mü`min çok utangaçtır, başkalarını incitmez, bozguncu değildir, doğru söyler, az konuşur, çok iş yapar, az sürçer, lüzumsuz işlere az bulaşır, yakınlarını çok gözetir, vakarlıdır, şükredicidir. Geçim darlığına düştüğünde isyan etmez, kardeşlerine karşı uysaldır, naziktir, iffetlidir, şefkatlidir, lanet okumaz, sövüp saymaz, ayıplamaz, gıybet etmez, koğuculukta bulunmaz, aceleci değildir, kıskanç değildir, kinci değildir, mütekebbir değildir, kendini beğenmez, dünyaya hırs göstermez, uzun kuruntular kurmaz, çok uyumaz, gaflete çok düşmez, riyakâr, münafık, cimri değildir, güler yüzlüdür, ne nekestir (kişilerin arasını açan) ne de kusur araştıran. Allah için sever, Allah için hoşnut olur, Allah için buğzeder, azığı takva, düşüncesi ahirettir, yoldaşı zikridir, dostu Mevla`sıdır, çalışmaları ahirete yöneliktir…”

GERÇEK MÜMİN ALTI ÇEŞİT KORKU İÇİNDEDİR

“Gerçek mü’min altı çeşit korku içindedir:

1. Îmânını kaybetme korkusu.

Zîrâ âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Rabbimiz! Bizleri hidâyete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme!..” (Âl-i İmrân, 8)

“Ey îmân edenler! Allah’tan, O’na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 102)

2. Kıyâmet günü kendisini rüsvâ edecek şeylerin melekler tarafından yazılması korkusu.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“İşte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (ez-Zilzâl, 4-5)

3. Amelinin şeytan (aleyhi’l-lâ’ne) tarafından boşa çıkartılması korkusu.

Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“(İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesnâ.” (el-Hicr, 39-40)

4. Ölüm meleği Azrâil’e gaflet içindeyken ve ansızın yakalanma korkusu.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!” (el-Hicr, 99)

Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Müslim, Cennet, 83; Münâvî, V, 663)

5. Dünyâ ile mağrur olup, âhiretten gâfil kalma korkusu.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“…Bu dünyâ hayâtı, aldatma metâından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmrân, 185)

6. Çoluk-çocuğuyla fazlaca meşgûliyete dalıp Allah Teâlâ’nın zikriyle yeterince meşgul olamama korkusu.”

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah katındadır.” (el-Enfâl, 28)

“Muhakkak ki dünyâ fânî, âhiret ise bâkîdir. Fânî olan sizi şımartıp azdırmasın, bâkî olandan alıkoymasın. Siz, bâkîyi fânî olana tercih ediniz. Dünyâ sonludur, dönüş Allâh’adır. Allah’tan korkunuz.” (İbn-i Ebi’d-Dünyâ, Mevsû‘a, I, 77)

“Ecel gelip çatmadan yapabileceğiniz iyiliği hemen yapınız.”

loading...