loading...

Dini Bilgiler

Nedimin Günahı

By  | 

Çok eski devirlerde Nedim isminde bir adam vardı. Kimseye zararı olmayan, sessiz, sakin, kendi hâlinde bir insan olan Nedim’in kötü bir huyu vardı: İçki içiyordu. İçkinin Allah tarafından haram kılındığını ve onun büyük bir günah olduğunu biliyordu. Ancak bir kere alışmıştı. Bırakmak kendine çok zor geliyordu.

loading...

Yine bir gün arkadaşlarıyla içerken aynı masada oturdukları bir arkadaşı sarhoş olmuştu. Nedim, henüz sarhoş olmamıştı. Arkadaşının durumunu ibretle izliyordu. Arkadaşı bir yandan kusuyor, öte yandan da etrafa küfür- ler savuruyordu. Sonra ayağa kalkmaya çalışıyor, sarhoş olduğu için ayakta duramayıp yere yuvarlanıyordu. Bu sırada Nedim, kendi kendine şöyle dedi:

loading...

– Şunun hâline bak. Demek ki sarhoş olduğumda ben de böyle oluyor, insanlıktan çıkıyorum. Allah’ın bana vermiş olduğu vücuduma ihanet ediyorum. Artık tevbe ediyorum. Bundan sonra bu içkiyi ağzıma sürmeyeceğim.

Nedim, ayağa kalkıp orayı terk ediyordu ki, arkadaşları ona mani olmak istediler. Ancak o bir kere kararını vermişti. Evine gitti. Abdest aldı ve Rabbine şöyle yalvardı:

– Ey Rabbim! Günahlarımı affet. Bir daha içkiyi ağzıma sürmeyeceğim. Bundan dolayı işlediğim günahlardan dolayı beni bağışla ya Rabbi!

Bunun üzerine Cenab-ı Hak meleklerine şöyle buyurdu:

– Kulum günah işledi. Arkasından bildi ki günahları af- feden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır. Onun günahlarını affettim.

Bu şekilde birkaç gün geçti. Nedim için bu günler çok zor geçiyordu. Çünkü vücudu içkiye alışmıştı. Bir gün, meyhanenin önünden geçerken, arkadaşları onu içeriye davet ettiler. Nedim,

– Arkadaşlar! Biliyorsunuz ki ben tevbe ettim. Artık içmeyeceğim. O yüzden lütfen ısrar etmeyin, dedi. Ancak onlar şöyle diyorlardı:

– Ya tamam sen içme. Gel bizimle otur. İçkiyi bıraktın diye kırk yıllık arkadaşlarını da mı bırakacaksın. Nerede se- nin vefan!

Bu sözler Nedim’i etkilemişti. Kendi kendine,

– Evet, arkadaşlarım haklı galiba. İçeride otursam bir şey olmaz. Hem fazla oturmam. Biraz onların yanında gö- rüneyim. Sonra dışarı çıkarım, dedi ve içeri girdi.

İçerinin atmosferi onu etkilemişti. Arkadaşları önünde içki içiyordu. Nedim’in bundan tahrik olmaması imkânsızdı. O sırada arkadaşlarından birisi şöyle dedi:

– Amma abartın be Nedim! Al bir yudum iç. Bir yudum- dan bir şey olmaz. Günahsa, Allah günahını bana yazsın.

Nedim, ne olduğunu anlamadan arkadaşının uzattığı bardaktan bir yudum içmişti. Bir yudum içince, artık gerisi gelmiş ve koca bir şişeyi bitirivermişti.

Çok pişman olmuştu. Tevbesini bozmuştu. Rabbinden çok utanıyordu. Ama O’ndan başka gidecek kapısı da yok- tu. Evine gitti. Abdest aldı ve utana utana Allah’a şöyle yalvardı:

– Allah’ım! Tevbe etmiştim. Ama tevbemi bozdum. Kapına gelmeye yüzüm de yok. Ama başka gidecek kapım da yok. Sultana sultanlık, gedaya gedalık yaraşır. Sultan Sen’sin. Keremin ve lütfun boldur. N’olursun ya Rabbi, bu asi kulunu bağışla. Bir daha içkiyi ağzıma koymayacağım. Beni affet.

Bunun üzerine Cenab-ı Hak şöyle buyurdu:

– Kulum tekrar günah işledi. Ama bildi ki, günahı affe- den veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır. Onun günahını affettim.

Aradan üç beş gün daha geçmişti. Maalesef Nedim, aynı günahı tekrar işlemişti. Bu üçüncü oluyordu. “Rabbime, ellerimi nasıl açarım!” diye çok pişmanlık ve utanç duyuyordu. Ama artık kesin karar vermişti. Allah’a şöyle dua etti:

– Merhametliler merhametlisi Yüce Rabbim! Kendime hakim olamadım. İki defa tevbe ettiğim hâlde yine içki içtim. Ama bu son olsun. Sana söz veriyorum ya Rabbi! Bir daha ağzıma içki koymayacağım. Eski arkadaş grubumu tamamen terk edeceğim. Yeni bir arkadaş grubuyla tanıştım. Artık onlarla beraber olacağım.

Cenab-ı Hak, Nedim’in duyduğu pişmanlığı ve kararlılığını görmüştü. Şöyle buyurdu:

– Kulum günah işledi. Ancak günahı affeden veya gü- nah sebebiyle cezalandıran bir Rabbinin varolduğunu bil- di. Ey kulum, Ben seni affettim!

Kıssadan Hisse

1. İnsan, defalarca günah işlese bile gideceği kapıyı çok iyi bilmelidir. Rabbimiz çok merhametlidir. Kapısına varanları asla boş çevirmez.

2. Yüz kişinin öldüren adamın hikâyesinde de olduğu gibi insan günahla birlikte o günahı işlediği çevreyi ve arkadaşlarını da terk etmelidir. Aksi takdirde tekrar aynı günaha dönme ihtimali kuvvetle muhtemeldir.

3. İnsan, kendisini Allah’a çağıran, simasına bakılınca Allah hatırlanan kişilerle arkadaşlık etmeli ve onlarla sık sık bir araya gelip imanını tazelemelidir. Arkadaş çevresi, kişinin dinî hayatını yaşaması adına büyük bir öneme sa- hiptir. Çevresindeki arkadaşlar nasıl ise kişi de eninde so- nunda onlarla beraber olacak ve onlar gibi yaşayacaktır.

loading...