loading...

Dini Bilgiler

Tesettür için, teferruat denilebilir mi?..

By  | 

“İman esasları yanında tesettür furuattır.”

loading...

Bu cümle aslında Ehl-i sünnet itikadının da bir prensibidir! Usul ilminde, gerek İbn-i Abidin ve diğer ulemanın, İslamın genel hükümlerini (akaid) ikiye ayırdığını görmekteyiz:

loading...

1) Usul’e ait hükümler: Buna göre ‘Lâ ilâhe illallah; Muhammedün Rasûlullah’ başta olmak üzere, sair iman esasları akidde usûldür. İman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allah’a, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Yani, hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır

2) Furuata ait hükümler: Namaz, oruç, hac, zekât ve tesettür gibi diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Furuata ait hükümler, usule ait hükümler üzerine bina edilir. Bu açıdan denilebilir ki, usûlün olmadığı yerde, sistemli fürûdan bahsetmek mümkün değildir.

Ancak fürûât demek, Türkçemizde anlaşıldığı şekliyle ‘olmasa da olur’ gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir.

Bu konuya isterseniz küçük bir örnek ile tenvir etmeye çalışalım:

Siz terazinin bir kefesine imanı, diğer kefesine farz olan tesettürü koyarsanız, iman kefesinin ağır bastığına şahit olacaksınızdır! Çünkü, Allah katında en önemli esas imandır! Peki, bu tesettürün önemsiz veya ehemmiyetsiz olduğu anlamına gelir mi? Hayır, gelmez; sadece imanın Allah katında ne denli büyük bir konumunun olduğuna bir işarettir!..

loading...