loading...

Genel

Virüsler üzerimize yağıyor!

By  | 

Virüslerin büyük çoğunluğunun atmosferde toplandıktan sonra yeryüzüne düştüğü saptandı.

loading...

Kanada, İspanya ve ABD’den bilim adamlarının yürüttüğü araştırmada, virüslerin toz bulutları ve okyanus serpintisiyle atmosfere taşındığı, orada bir süre dolaştıktan sonra yeryüzüne yağdığı tespit edildi.

loading...

Kanada’daki British Columbia Üniversitesinden viroloji uzmanı Curtis Suttle, yaptığı açıklamada, dünyanın sınır katmanındaki her metrekare üzerinde her gün en az 800 milyon virüsün toplandığını belirterek, bunun örnek olarak Kanada’daki her bir kişi için 25 virüse tekabül ettiğini söyledi.

Yaklaşık 20 yıl önce genetik olarak benzer virüslerin dünyanın çok farklı bölgelerinde görülmeye başlandığını ifade eden Suttle, bunun virüslerin atmosferde seyahat ettiğini gösterdiğine işaret etti.

İspanya’daki Granada Üniversitesinden çevre bilimci Isabel Reche, virüslerin atmosferde dolaştıktan sonra yağmur ve toz taşınımıyla yeryüzüne düştüğünü ifade etti.

Araştırmanın sonuçları “International Society for Microbial Ecology” dergisinde yayımlandı.

İlk olarak tütün bitkisinin yapraklarında hastalık meydana getiren virüs bulunmuştur. Daha önce tütünlerde bu hastalığın bakteriler tarafından meydana getirildiği sanılıyordu, fakat incelemelerin hiç birisinde bakteriye rastlanmıyordu. Hasta tütün yapraklarından elde edilen özütün elektron mikroskobuyla incelenmesinden sonra hastalığın bakteri dışında yeni bir mikroorganizma tarafından meydana getirildiği görüldü.

Bu mikroorganizmalarda daha önce hiç rastlanılmayan ve bilinmeyen bir yapı ortaya çıktı. Normal hücre yapısına bemzemeyen virüslerde sadece dış tarafında bir protein kılıf ve içerisinde nükleik asit vardı. Bunların dışında stoplazma, organel gibi yapılar bulunmuyordu. Bu yapıda onların zorunlu parazit yaşamalarını gerektiriyordu.
Evet, bir virüsün yapısı sadece dışta bir protein kılıf ve içerisinde nükleik asitten meydana gelir. Herhangi bir organeli ve enzimleri olmadığı için normal bir hücre gigi yaşamlarını sürdürebilmeleri olanaksızdır. Yaşamsal faliyet (üreme gibi) gösterebilmek için mutlaka canlı bir hücreye girmeleri gerekir. Hücre dışında ise kristal halde bulunurlar. Bu yüzden bilim adamları tarafından cansızlık ile canlılık arasında geçiş formu olarak kabul edilirler.

Virüsler küre, çubuk ve elips şeklinde olabilirler. Bulundurdukları nükleik asit tek çeşittir. Yani ya sadece DNA yada sadece RNA bulundururlar. Aynı zamanda çok ta spesifiktirler. Sadece belirli hücrelere girerler. Bir kuduz virüsü sadece beyin hücrelerine, uçuk virüsü sadece ağız civarındaki epitel doku hücrelerine bir bakteriyofaj sadece belirli bakteri türlerine, AIDS virüsü sadece kandaki akyuvar hücrelerine gibi.
Virüs hücreye tutunduğunda ilk önce hücrenin zarını eritir. Dha sonra bu delikten içeriye kendi nükleik asitini akıtır. Hücreye giren virüs nükleik asiti derhal yönetimi ele geçirerek hücreyi kendi hesabına çalıştırmaya başlar. İlk önce kendi nükleik asitlerinin kopyalarını arkasından da protein kılıflarını sentezlettirir. Daha sonra bunları birleştirerek yüzlerce virüs oluşmasını sağlar. Hücre içerisindeki virüsler hücreyi patlatarak dışarı çıkar ve yeni hücrelere saldırırlar. Yapılarından dolayı ve hücre içerisinde bulunduklarından antibiyotik türü ilaçlardan etkilenmezler.

loading...