loading...

Dini Hikayeler

Bardaktaki İbretlik Sır

By  | 
Yaklaşık 2.500 yıl önce yaşamış filozof ve matematikçi Pisagor’un buluşu olan çan biçimindeki bu kupada ilginç bir özellik vardır. Kupanın altı delik olmasına rağmen içindeki asla dökülmez. Ne zaman kupaya doldurulan

içecek kupanın sınır çizgisini aşar, o zaman içindekiler son damlasına kadar akıp gider.
Kupaya adalet kupası ismini veren filozof, bu kupa ile şunu söylemek istemiş olabilir:

loading...

-AZA KANAAT GETİRMEYEN, ÇOĞU BULAMAZ”

loading...

ya da:

“İNSAN BAZEN YAŞAMIN SUNDUKLARI İLE YETİNMEYİ BİLMELİ, ZİRA DAHA FAZLASINI ARZULARKEN ELİNDEKİLER DE KAYIP GİDEBİLİR…”

Aza Kanaat Etmek;

Bu konuda bizzat Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in kendi yaşayışı ve onun başından geçenler gösteriyor ki bu haller Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in tercih ettiği ve beğendiği şeyledi. Nitekim bir hadisi şerifte “Fakirlik müminlere hediyedir” buyurmuşlardır.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem başka bir hadiste “rabbim bana, Mekke dağlarını benim için altın yapacağını teklif etti. Ben “Allahım bir gün karnım doyuncaya kadar yiyeyim, bir gün de aç kalayım. Aç kalınca sana yalvarayım ve seni hatırlayayım. Karnımı doyurunca da sana şükredeyim ve hamd edeyim. İşte bu bana daha sevimlidir.” Dedim.

İZAH: İşte Bu, Adını Övünerek andığımız, ümmetinden olmak iftihar ettiğimiz ve her sözü bizim için uyglamay layık olan o yüce ve mukaddes zatın halidir.

Bir defa Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem hanımlarının bazı haksız istekleri üzerine onlara ders olsun diye bir ay onların yanına uğramayacağına yemin ederek yüksekçe ayrı bir hücrede kalmıştı. Halk arasında Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in bütün hanımlarını boşadığı haberi yayıldı. Hz. Ömer radıyallahu anh o esnada evinde idi. Bu haberi duyunca koşarak geldi ve insanların mescicdde dağınık bir şekilde oturmuş, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in bu öfkesi ve üzüntüsünden dolayı ağladıklarını gördü. Peygamberimizin hanımları da kendi evlerinde ağlıyorlardı. Kızı Hafsa’nın yanına gitti, o da evinde ağlıyordu. “niçin ağlıyorsun, ben Peygamberi darıltacak söz söyleme diye seni korkutmamış mıydım? Dedi. Sonra mescide geldi. Orada bir topluluk minberin yanında oturmuş ağlıyorlardı. Bir müddet orada oturdu. Ama üzüntüsünün şiddetinden oturamayınca Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in bulunduğu yerine yakınına gitti. Odaya çıkan merdiven üzerinde ayağını sarkıtarak oturmuş olan Hz.Rebah radıyallahu anh adında bir köle vasıtasıyla içeri girmek için izin istedi. Hz.Rebah Rasulullah’un yanına giderek Hz.Ömer için izin istedi. Fakat Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem sukut etti, hiçbir cevap vermedi. Hz. Rebah gelerek “ben arz ettim, ama cevap vermedi” dedi. Hz. Ömer ümidini keserek gelip minberin yanına oturdu. Ancak oturmak mümkün değildi. Biraz sonra tekrar giderek Hz.Rebah vasıtasıyla izin istedi. Bu durum üç defa meydana geldi. Her defasında huzuruna girmek için basışsızlıkla izin istiyordu, oradan cevap olarak, suükut ve sessizlik geliyordu. Üçüncü defa Hz.ömer geri dönmek üzereydi ki Hz. Rebah radıyallahu anh “ size izin verildi” diye seslendi. Hz. Ömer radıyallahu anh Hz.Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem in huzuruna çıkınca, üzerinde hiçbir örtü bulunmayan bir hasır üzerine yattığını, bu yüzden mübarek bedeninde derin izler meydana geldiğini gördü. Zaten güzel bir beden üzerinde çıkan izler açıkça görülebilir. Baş tarafında içi hurma lifleriyle dolu bir yastık vardı. Ben selam verdikten sonra ilk önce “hanımlarınızı boşadınız mı? diye sordum. O “hayır” dedi. Sonra ben gönlünü almak için, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem e “Ya Rasulallah! Biz Kureyşliler kadınlara galip olarak yaşıyorduk. Fakat Medine’ye gelince Ensar kadınlarının erkekler üzerine galip geldiğini gördük. Onları görerek kureyş kadınları da bundan tesir aldılar.” Dedim. Bundan sonra bir iki söz daha söyledim. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in nurlu yüzünde tebessüm belirtikleri görüldü.

Evde bulunan eşyaların, tamamının tabaklanmamış üç deri ve bir köşede duran bir avuç arpadan ibaret olduğunu gördüm. Gözümü etrafa doğru gezdirip baktım, ama bunlardan başka bir şey bulamadım. Bu (durumu) görünce ağladım. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem “niçin ağlıyorsun?” buyurdu. Ben “ Ya Rasulallah, niçin ağlamayayım; şu hasırın izleri mübarek bedeniniz üzerinde, yer etmiş, evin bütün eşyalar da karşımdakiler” dedim.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir yastığa yaslanmıştı. Hz. Ömer’in bu sözünü duyunca oturdu ve şöyle buyurdu: “ Ey Ömer! Sen hala bu hususta tereddüt mü ediyorsun? Öyleyse dinle Ahiret bolluğu dünya bolluğundan daha hayırlıdır. Rhatlık ve güzel şeyler o kafirlere dünyada verildi. Bizimkisi ise Ahrettedir. Hz. Ömer radıyallahu anh “ ya Rasulallah, benim için istiğfar ediniz çünkü ben gerçekten hata yaptım” dedi.

İZAH: işte, dünya ve Ahiret sultanı, Allahın sevgili resulünün yaşayış şekli. Hasırın üzerine hiç bir şey serilmemiş, beden üzerinde derin izler belirmiş, evdeki eşyaların hali de belli. Bir de (bu hali gören) biri (bolluk için) dua etmesini isteyince, onu yarmıştı.

loading...